4 Mayıs 2021 Salı

Kodlama Öğrenme Yöntemleri Nelerdir?

Kodlama Öğrenme Yöntemleri Nelerdir?

Kodlama dillerini öğrenmek için etkili yöntemler bulunuyor. Kodlama öğrenmeye nereden başlayacağınız konusunda bilgi sahibi olmak için makalemizi sonuna kadar okuyabilirsiniz.

Kodlama öğrenme yöntemleri ile kısa sürede etkili yollar keşfedebilirsiniz. Hedeflediğiniz yazılımı öğrenmek için diline bağlı farklı öğrenme yolları vardır. Öncelikle yazılım öğrenmenin yollarından bahsedelim.

  • Proje yapmak
  • Başlama
  • Uygulama
  • Programlı çalışma
  • Tekrar tekrar yazılım yazma

Yazılım öğrenmek yeni bir dil öğrenmek ile eşdeğerdir. Sıfırdan başlayan biri için bu süreç zor gibi görünse de zamanla öğrenebilecek bir konudur. Bunun için zihnen hazır olarak yazılım öğrenme yollarını denemelisiniz. Hızlı bir şekilde öğrenmeye çalıştığınızda çok fazla şey kaçırabilirsiniz. Eğer iyi bir şekilde öğrenmek istiyorsanız bu süreç biraz zor ve bunaltıcı olabilir. Çünkü öğreneceğiniz çok sayıda teknik terminoloji vardır. Ne kadar çok araştırırsanız o kadar çok terim öğrenirsiniz. Bu sebeple adım adım öğrenmek ve programlama yaparak çalışmakta fayda var.

Yazılım Nedir?

Yazılım çeşitli görev ve iş yapmak için tasarlanan ve elektronik cihazların birbiri ile iletişimi sağlayan komut olarak nitelendirilmektedir. Örneğin; bir bilgisayarın çalışabilmesi için hem yazılım hem de donanım gerekmektedir. Yazılım bilgisayara indirilen program koleksiyonudur. Microsoft Word’de uygulama yazılım örneğidir. Donanım, yazılımı depolayan, teslim eden ve çalıştıran bir fiziksel cihaz olarak tanımlanabilir. Buna örnek olarak da fiziksel akıllı telefon ya da bilgisayar monitörü verilebilir.

Kodlama Öğrenmeden Önce Bilmeniz Gerekenler

Programlama (yazılım) öğrenmek uzun bir süreçtir. Bu süreçte kendinize hedef belirlemelisiniz. Bu süre zarfında yeni kodlama becerileri keşfedeceksiniz. Küçük ve basit işlerinizi geliştirdikçe kodlama öğrenme konusunda profesyonel olabilirsiniz.

Kodlama Nasıl Öğrenilir?

Kodlama dilini öğrenmek sürecin başlangıcıdır. Neden öğrenmek istediğiniz konusunda bazı şeylerin farkında olmalısınız. Kendinizi analitik olmaya odaklayın ve hangi adımları atacağınızdan emin olun. Öncelikle uzmanlaşacak alan tespiti yapmalısınız. Öğreneceğiniz yazılım dilini gelecek ne için kullanacağınızı bilmelisiniz. Bunun için web siteleri, web uygulamaları, Android ya da Apple cihazlar için mobil uygulama geliştirme, masaüstü yazılım geliştirme, analiz yapma ve görselleştirme gibi alan seçimi yapmalısınız.

Alan seçimi yaptıktan sonra program dili belirlemelisiniz. Yeni başlayan kişiler çoğunlukla Java, C, C++, Ruby ya da Python dilleri ile başlar. Dil öğrendikten sonra farklı bir dil öğrenmek daha kolaydır. Bunun için sağlam bir temelinizin olması gereklidir. Daha sonra öğrenme platformu belirlemeniz gerekiyor. Programlamayı üniversiteler veya özel kurslardan öğrenebilirsiniz. Örneğin; Youtube üzerinden pek çok eğitici videolar bulunuyor. Ancak yazılım öğrenmek için kitapları da tercih edebilirsiniz.

Yazılım öğrenme sürecinde doğru kod seçimine dikkat etmelisiniz. Bunun için metin düzenleyicisine ihtiyacınız olacaktır. Örneğin; Brackets metin düzenleyicisi web geliştirme için tercih edilmektedir. Notepad, ATOM, Visual Studio Code, Sublime Text gibi farklı metin düzenleyici programlarını kullanabilirsiniz. Bu aşamaya geldiğinizde artık program dilini öğrenmeye hazır olursunuz. Araştırmalar yapın, kitap okuyun, videolar izleyin ve bir proje yapmak istiyorsanız kursa katılın. Yazılım öğrenmek istiyorsanız tüm bu unsurları adım adım yapmalı ve acele etmemelisiniz.

30 Nisan 2021 Cuma

Suya Düşen Telefon İçin Ne Yapılır?

Suya Düşen Telefon İçin Ne Yapılır?

Telefonun suya düşmesi sıklıkla yaşanan bir durum olup bu gibi hallerde ne yapılması ve yapılmaması gerektiği ile ilgili bilgi sahibi olmak telefonun kurtulmasını sağlayabilir.

Suya düşen telefonu kurtarmak için uygulanabilecek çeşitli yöntemler vardır. Bu gibi anlarda ihtiyaç olacak malzemeler arasında şarj cihazı, temiz bir havlu, silika jel, pirinç ve vakum poşet gibi malzemeler yer almaktadır. Bu malzemeler yapılan kurtarma çalışmaları belli bir sıra takip edilerek uygulandığında genellikle başarılı sonuçlar elde edilir.

Son iki üç yıl içerisinde üretilen telefonlar genellikle suya dayanıklı olsa da geriye kalan akıllı telefonların büyük bir kısmının suya karşı dayanıksız olduğu görülür. Bu gibi durumları önlemek adına ekran koruyucu film ve kılıf kullanımı ihmal edilmemelidir.

Telefon Suya Düşünce Yapılacaklar

Telefon suya düştüğünde ilk olarak kapatılmalıdır. Telefon açıkken ısı yayıldığından suyun diğer parçalara ilerlemesi daha hızlı olacaktır. Ardından temiz bir havlu ile telefon kurulanmalıdır. Bunun için toz bırakmayan bir havlu tercih edilmelidir. Kurulama işlemi yüzey tamamen kuruyana kadar nazik hareketler ile yapılmalıdır.

Kurulama aşaması tamamlandıktan sonra havlu üzerinde telefon küçük parçalara ayrılmalıdır. Bu kısımda batarya, sim kart, hafıza kartı ve ayrılabilecek diğer tüm parçalar çıkarılmalıdır. Böylece suyun erişim sağladığı yerler görülecek ve kurulanabilecektir.

Bez ya da havluların erişemediği yerler için kulak çubuğu kullanılmalıdır. Ayrılan parçalar pamuk ve kulak çöpü ile temizlenmeli, en ayrıntılı deliklere kadar pamukla girilmelidir.

Suya düşen telefonlar için silika jel de kullanılır. Bu ürün telefonların küften, nemden, pastan korunmasını sağlar. İri kum tanecikleri şeklinde olan silika jel nem alıcı olmasıyla bilinir.

Telefon Suya Düştüğünde Ne Yapılmamalıdır?

Telefon suya düştüğünde yapılmaması gerekenler son derece önemlidir. Bu gibi durumlarda genellikle çoğu insan ilk olarak saç kurutma makinesi ile telefonu kurutmayı dener. Oysa bu son derece yanlış bir davranış olup suyun daha içerde bulunan parçalara yayılmasına sebep olabilir. Benzer durum elektrikli süpürge ile su çekme işlemi için de geçerlidir. Bu uygulama telefonun dokunmatiğine ve hassas parçalarına zarar verebilir.

9 Nisan 2021 Cuma

Pay To Click ile Para Kazanmak

Pay To Click ile Para Kazanmak

İnternetten para kazanma yollarından biri olarak pay to click son yıllarda çok dikkat çekici hale gelmeye başladı.

Pay to click ile para kazanma yolları son derece pratiktir. Dünyanın her yerinde çeşitli yöntemler kullanılarak para kazanmak mümkün olmaktadır. Tabi ki bunlara her geçen gün bir yenisinin eklendiği internet de oldukça önemli bir kaynaktır. Pratik ve özel bir para kazanma yöntemi olan bu sistem, PTC siteleri olarak bilinen çeşitli siteler üzerinden kazanç elde etme şansı sağlamaktadır Bunun için en hızlı şekilde gelir elde etmenin yolları da ortaya çıkmıştır. Sistemi kullanmak için biraz yakından incelemek gerekebilir. PTC genelde reklam izleyerek para kazanma şansınızın olduğu işlerdir. 3 ila 5 dakika süren işlemlerle aylık 500-1000 TL arasında kazanç elde etmeniz mümkün olabilir.

Özel Beceri Gerekmiyor

Para kazanmanızı kolaylaştıran pay to click siteleri özel beceri gerektirmediklerinden zahmetsizce para kazanmanızı kolaylaştıracaktır. Özellikle temel bilgisayar becerisine sahip olan herkesin ilk günden beri evlerinden çıkmadan para kazanmaları mümkün olabilir. Tıklama başı ödeme adı verilen bu sistem birçok reklamın ortaya çıktığı sistemlerle dikkat çekmektedir. Güvenilir olan şirketlerin genelde Amerika’da olduğu bu sistemlere örnek olarak Clixsense, Neobux ve Offernation verilebilir. Dolat üzerinden yapılan bu işlemlerin başarıyla sonuçlanması için tek yapmanız gereken ise üye olup tıklamaya başlamak olacak.

Herkes Katılabilir

Orijinal bir çevrimiçi iş olan PTC işletmeleri ilk günden itibaren profesyonel beceriler kazanmanızı destekler. Özellikle yaş sınırlamasının olmaması nedeniyle birçok kişinin ilk çevrimiçi iş deneyimi olarak bu işlemlerin yapılması söz konusu olmuştur. PayPal hesabınız varsa daha kolay işlem yapabileceğiniz bu sistem sayesinde her bilgisayar bağlantısı için bir hesap açılarak kişisel banka hesabı sermayelerinizle katılabilirsiniz. Yatırım yapmadan para kazanma olarak da kullanılan bu sistemlerde ücretsiz hesap oluşturarak para kazanmaya başlayabilirsiniz.

Özellikle yurt dışı sitelerinde bu işlemlerin yapılması son derece kolaydır. Çünkü ödemelerinizi de dolar üzerinden alacağınız için daha fazla gelir elde etmeniz mümkün olabilir. Kayıt sonrası hemen işlem yapmaya başlayarak gelir elde edebilirsiniz.

5 Nisan 2021 Pazartesi

Dropshipping Nedir ve Nasıl Yapılır?

Dropshipping Nedir ve Nasıl Yapılır?

Dropshipping nedir ve nasıl yapılır? Dropshipping, stoksuz satış olarak bilinmektedir. Firmalar ürün stoğunu tutmak yerine site üstünden gelen siparişleri tedarikçi firmaya yönlendirmektedir. Bu sayede tedarikçi'nin deposu üzerinden siparişler yönetilmektedir.

E-ticaret sektöründe sıkça kullanılan dropshipping, stoksuz satış olarak nitelendirilmektedir. Böylelikle internetten stoksuz satış yapılır. Özellikle düşük sermayesi olan ya da e-ticaret sistemine yeni giriş yapan girişimciler tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. 

Firmalar ürün stoğunu tutmak yerine site üstünden gelen siparişleri tedarikçi firmaya yönlendirmektedir. Bu sayede tedarikçi'nin deposu üzerinden siparişler yönetilmektedir. Bu sayede firmalar ürün stoğu tutmaz ve tedarikçileri tarafından ürünlerini kolaylıkla satabilir.

E-ticaret sitesinde bulunana tüketiciler farklı ürünleri dropshipping sayesinde görebilir ve bu ürünleri dilediği zaman satın alabilir. Burada amaç satıcı firmaya gelen siparişleri tedarikçiyi firmaya yönlendirmektir. Tedarikçi firmada ürünü tüketiciye göndermekle görevlidir. Bu işlem aynı zamanda XLM entegrasyonu yapılarak uygulanıyor. 

Dolayısı ile XLM entegrasyonun da tedarikçi firma tarafından satılacak ürünlerin fotoğrafı, görsel açıklaması ve fiyat bilgilerini yazarak bu dosyayı stoksuz satış yapan firmaya yönlendirmektedir. Bu firma da kendine ait E-ticaret sitesinde dolayı ekleyerek tedarikçi firmadan ürünleri rahatlıkla çekmektedir. Ancak oldukça dikkat edilmesi gereken bir konu olduğunu da belirtmek isteriz.

Dropshipping Nasıl Yapılır? 

Öncelikle dropshipping yapmak istiyorsanız aşağıda yer alan adımları tek tek uygulamanız gerekmektedir. Bu sayede başarılı bir firma olabilirsiniz.

  • Bir Dropshipping İşletmesi Fikri Üretin.
  • Bir Alan Adı Alın.
  • Online Bir Mağaza Kurun.
  • Detaylara Karar Verin.
  • Mağazanızı Pazarlayın.

Eğer stoksuz ürün satmayı planlıyorsanız yukarıda yer alan adımlara uymanız gerekmektedir. Dropshipping yaparken vergilere dikkat etmeniz gerekmektedir. Satacağınız ürünlerin fiyatlarına göre ödeyeceğiniz vergi tutarını belirleyerek ürünlerinize fiyat biçmelisiniz. Bu aşamada bir vergi uzmanından faydalanabilirsiniz.

Dropshipping ödeme yöntemleri müşterilerin ilgisini çeken bir detaydır. Alışveriş yapma imkanı ne kadar çeşitli sunulur ide müşterilerinizi memnun etmenizde kolaylaşacaktır. Sevkiyatlarda müşterilerinize göndereceğiniz ürünler için sabit kargo ücreti belirlemeniz gerekmektedir. Çoğunlukla müşteriler bir ürün satın almadan önce kargo ücretini incelenmektedir. Dolayısı ile müşterilerinize üç tane sabit kargolu fiyat teklifi sunabilirsiniz.

16 Mart 2021 Salı

Python - Json Datasıyla Çalışmak

Python - Json Datasıyla Çalışmak


Python dilinde json ile çalışmak yazımda sizlere python'da json datasını kullanarak nasıl işlemler gerçekleştirebileceğinizi anlatmaya çalıştım. Json (JavaScript Object Notation), tüm programlama dillerinde kullanılan veri değişimini kolaylaştıran bir metin biçimidir. Dosya uzantıları .json dur. 

Tanımlanması ve Kullanımı

Python dilinde de json datalarını kullanabiliyor, çeşitli işlemler yapabiliyoruz. İlk olarak json datasıyla işlemler yapabilmek için json modülünü çağırıyoruz.

import json

Data değişkenine json formatına uygun veri girişi yaptık. Fakat python şu an hala data değişkenin içeriğini bir string olarak görür.

data = '{"firstName":"Ozgur","lastName":"Yaman"}'
Data değişkenine json formatına uygun veri girişi yaptık. Fakat python şu an hala data değişkenin içeriğini bir string olarak görür. Data değişkenini json'a çevirmek için aşağıdaki yöntemi kullanıyoruz.

data = json.loads(data) // String değerleri json datasına aktardık.
Json datamızı test etmek için aşağıdaki kodlarla sorgulama yapabiliriz.

print(y["firstName"]) // Ozgur değerini verir
print(y["lastName"]) // Yaman değerini verir

Json Veri Dönüşümü Yapmak


Yukarıda json formatında olan verileri json'a dönüştürdük. Farklı formattaki python verilerini json datasına çevirmek için ise dumps fonksiyonunu kullanabiliriz. Aşağıdaki örnekte, dictionary formatındaki verileri json datasına çevirmeyi göreceğiz.

customer={"firstName":"ozgur","email":"ozgurcyaman@gmail.com} 
customerJson=json.dumps(customer) // dictionary to json veri dönüşümü
print(customerJson) // json datasının ekranda gösterilmesi

Dosyadan Json Datasını Projeye Dahil Etmek

Yerel klasörümüzde bulunan json uzantılı dosyaları python projemize dahil ederek üzerinde çalışabiliriz. Aşağıdaki örnek kodlar üzerinden detaylı olarak bu konuyu anlatacağım.

import json
with open("veriler.json") as veriler:
    data=json.load(veriler)
    for x in range(5):
        print(data[x]["name"])

Buradaki kodlar ile dışarıdan projemize dahil ettiğimiz json datasını dilediğimiz sayıda ve istediğimiz özelliklerini listeleyebiliriz. Bu kodları incelediğimizde:

  • import json komutu ile json modülümüzü çağırdık.
  • With open komutu ile yerel dosyadan projemize json datasını ekliyoruz, burada py uzantılı projemiz ile json datamızın aynı klasörde bulunması daha sağlıklı olacaktır. 
  • Json datamızı data değişkenine aktardık.
  • For döngüsü ile json datalarımızı gezerek dilediğimiz sayıda veriyi listeleyebiliriz. range fonksiyonu içerisinde yazılan değer verilerin başından o sayıya kadar olan dataları listeler
  • Print fonksiyonu içerisinde bulunan name değeri datamızda hangi değerlere karşılık gelen verilerin listeleneceğini gösterir. 
Kod çalıştırıldığında, veriler.json datamızda bulunan ilk 5 datanın name değerleri listelenir. Bugün sizlere basit bir şekilde python dilinde json datasıyla nasıl çalışılabileceğini gösterdim. 

13 Mart 2021 Cumartesi

Güvenli İnternet – Internet Lock Yazılımı ve Detaylı Kullanımı

Güvenli İnternet – Internet Lock Yazılımı ve Detaylı Kullanımı

Bir ağın güvenli olması o ağ için en önemli unsurlardan birisidir. Zira ağ güvenliği sayesinde zararlı yazılımların bulaşma riski de ortadan kalkmış oluyor.

Bir güvenli ağ yardımıyla saldırganlardan korunma olasılığı da oluşmuş oluyor. Güvenli ağın oluşması ile bazı iş yerlerinde, okul, veya işletmelerde kullanılan internette güvenli hale geliyor.

Tabii ki tamamen güvenli bir ağdan söz edemeyiz. Çünkü bir ağa bağlanan başka bilgisayar ya da mobil cihazlar sayesinde bu ağlara saldırganlar için kapı aralanmış oluyor. Bu ağlara giren siber korsanlar güvenli ağ bile olsa işlemlerini kolay bir şekilde gerçekleştirebiliyor.

Bir Ağın Güvenli Olabilmesine Ne Yardımcı Olur?

1- Güncellemeler

İlk sıraya güncellemeleri koyabiliriz. Cihazınıza gelen güncellemeler sayesinde giderebiliriz. Çünkü güncellemeler cihazınızda oluşan herhangi bir güvenlik açığını gidermek için vardır. Bu güvenlik açığını gidermek için bu güncellemeleri yapmalısınız. Neyse ki çoğu bilgisayar ve ağa otomatik olarak güncelleme yapılmaktadır. Bu da güvenlik açığı riskini bir nebze de olsa ortadan kaldırmaktadır.Eğer güvenli bir ağa sahip olmak istiyorsanız güncellemelerin otomatik olduğundan emin olun.

2- Anti Virüs ve Kötü Amaçlı Yazılım Koruması

Bir ağa sızan zararlı yazılımları defetmek için önemli olan unsurlardan birisi iyi bir anti virüs programına sahip olmaktır. Bu sayede ağa sıza zararlı yazılımları kolay bir şekilde defetmiş olursunuz. Çünkü zararlı yazılımlar ağınıza girerek sizin kişisel bilgilerinize dahi erişebilir.

3- Ağ Güvenlik Cihazları

Eğer bir kuruluşta ya da bir okuldaki internetin güvenli bir hale getirmek istiyorsanız zaten var olan güvenlik duvarına yeni bir duvar daha örebilirsiniz. Böylece herkes tarafından kullanılan ve siber korsanlar için kapı aralayan bu yerlere engel olmak için IDS, UTM veya bir VPN uygulaması kullanabilirsiniz. Böylece var olan güvenlik duvarına ek bir katkı sağlarsınız.

Secure Network İnternet Lock Yazılımı

Bu güvenlik duvarına katkısı olan yazılımlardan birisi de İnternet Lock yazılımıdır. Internet Locku kısaca tanımlayacak olursak internet bağlantıları ve programlar için oluşturulan erişim denetimi ve parola koruması çözümüdür. İnternet Lock sayesinde hem var olan programları hem de internet bağlantısını kontrol edebilirsiniz.

Internet Lock kullanımı ile interneti kısıtlamak veya parola internet erişimi, internet erişimi zamanlama korumak, belirli IP adresi veya alan adı internet programları koruyabilir ve belli bir limit belirleyerek interneti kullanacak farklı kişilerin zararlı sitelere ve erişimi yasaklı sitelere girişini engelleyebilirsiniz.

4 Mart 2021 Perşembe

Kablosuz Ağ Standartları

Kablosuz ağlar, fiziki olarak bir kablo bağlantısı olmadan frekanslar ile internete bağlanmamızı sağlayan ağlardır. Bu ağlar radyo frekansı ile çalıştığından ortamda fazla ağ olması veya uzaklığın fazla olması durumda çeşitli kararlılık ve hız problemleri yaşansa da günümüzde geliştirilen standartlar kablolu internet kadar kararlı ve hızlı olabilmektedir. 1997’de ilk WLAN standardını IEEE(Amerikalı Mühendisler Organizasyonu) geliştirilmesinden sonra günümüze kadar geliştirilen standartlar IEEE 802.11 normu altında geliştirdi.

Kablosuz Ağ Standartları

Bu norm altında, 802.11a, 802.11b, 802.11g, 802.11n ve daha yeni olan 802.11ac, 802.11ax kablosuz ağ standartları geliştirdi.

802.11a: 802.11 standardının gereksinimleri karşılamaması nedeniyle geliştirilmiştir. 1999 yılında ortaya çıkan ilk geliştirilmiş sürümdür.  Temel olarak 802.11’e çok benzemektedir fakat bu sürüm 5 gHz frekansta çalışmakta, 54 Mbps veri iletim hızı sunmakta ve açık alanda 100 metreyi kapsamaktadır. 802.11a’nın diğer ağ standartlarına göre avantajlı olduğu nokta daha fazla bant genişliği kullanımına olanak sağlamasıdır.

802.11b: Bu standart 802.11a ile birlikte 1999 yılında piyasaya sürülmüştür. Fakat çok daha kısa bir sürede yaygınlaşarak tüm dünyada kullanılmaya başlanmıştır. Kablosuz ağ teknolojisinin yaygınlaşmasını sağlamış bir standarttır. Bu standardın avantajı, kapsama alanı mesafesinin fazla olmasıdır. Kapalı alanlarda yaklaşık olarak 38 metre, açık alanlarda ise 150 metreden fazla alana internet sağlayabilmektedir. Ayrıca fiyatı diğer standartlardan daha uygundur. 802.11b, ofis ortamları, hastaneler, depolar ve fabrikalar gibi ortamlarda kullanılmaya uygundur ayrıca taşınabilirliğin ihtiyaç duyulduğu durumlarda kullanılır.

802.11g: 2003 yılında geliştirilen 3. Nesil kablosuz ağ teknolojisidir. 802.11b’de olduğu gibi 2,4 gHz frekansta çalışır. Bu teknolojide, veri iletim hızı ve kullanılan bant genişliğinde gelişmeler sağlanmıştır. Bu açıdan bakıldığında 802.11g’nin 802.11a ve 802.11b’nin avantajlarının birleştirilmiş hali denebilir. 802.11g’nin sahip olduğu en önemli özellik 802.11b ile ulaşılan kapsama alanını koruyarak, (açık alanlarda 38 metre, kapalı alanlarda 150 metre) veri iletim hızını ortalama 22 Mbps’a ulaştırmasıdır. Bu hız 802.11a’da olduğu gibi maksimum 54 Mbps’a ulaşabilmektedir. Yüksek hız gerektiren video ve çoklu ortam uygulamalarında hızı nedeniyle kullanılması uygundur.

802.11g: Zaman içerisinde kullanıcı sayısının artması ve kullanıcıların farklı uygulamaları kullanmak istemesi daha fazla bant genişliği, daha fazla erişilebilirlik ve daha geniş kapsama alanı gibi talepleri artırmıştır. Bu amaçla IEEE 2003 yılından beri 802.11n standardını geliştirmek üzere çalışmaya başlamıştır. 802.11n standardına göre veri iletim hızı ortalama 130 Mbps seviyelerinde olacaktır. Hatta teorik olarak bu hız 600 Mbps’ye kadar ulaşabilir ve kapsama alanı kapalı alanlarda 70 metre, açık alanlarda ise 250 metre kadar olabilir. Bu teknolojinin en önemli özelliklerinden birisi de eski standartlarla uyumlu bir şekilde çalışabilmesidir. Sonuç olarak, 802.11n henüz tam olarak tamamlanmamış bir standart olmasına rağmen vadettiği veri hızı, güvenilirlik ve olması beklenen yüksek fiyatı ile İnternet telefonu, müzik ve video yayını, IPTV gibi daha fazla bant genişliği isteyen uygulamalar için oldukça yeterli olacaktır.

Kablosuz Ağ Bağlantılarında Yeni Standartlar 802.11ac ve 802.11ax Teknolojileri 

802.11ac Standardı

IEEE 802.11ac, 802.11 set protokolünde (Wi-Fi ağ ailesinin bir parçası olan) 5 GHz bandında yüksek verimli kablosuz yerel alan ağları (WLAN'lar) sağlayan bir kablosuz ağ standardıdır. Standart, IEEE Standartlar Birliği'nde 2008'den tarihiden 2013'e kadar geliştirildi ve Aralık 2013'te yayınlandı.

802.11ac kablosuz iletişim protokolleri arasında en yenilerden. Dual-band kablosuz teknolojisi, 2.4 GHz ve 5 GHz eşzamanlı bağlantı desteği gibi yeniliklerle dikkat çeken bu protokol 802.11 b/g/n ağlarına geriye uyumlu olarak tasarlandı. Wireless N uyumu ile 2.4 GHz bandında 450 Mbps hızlara erişebilen bu protokol, 5 GHz bandında ise 1300 Mbps gibi bir zamanlar hayal gibi görünen hızlar sunabiliyor. AC desteği ile birlikte Beamforming (hüzmeleme) ve MU-MIMO gibi kavramlar da hayatımıza girdi.

Beamforming Teknolojisi:

802.11ac üzerinden dağıtılan sinyallerin belirli noktalara odaklanmasını sağlıyor. Beamforming teknolojisi, cihazların konumunu tespit ederek WiFi sinyallerini dağılmadan direkt olarak cihazlara aktarabiliyor. Bu sayede kararlılık ve maksimum hız korunuyor.
Bu Teknoloji ise AC desteği ile gelen bir başka yenilik. Bu teknoloji sayesinde birden fazla sayıda cihaz eşzamanlı olarak ağa bağlandığında, ağ hizmetlerinden kayıpsız bir şekilde bağlantı kurabiliyor.

MU-MIMO (Multi User Multiple Input Multiple Output) Teknolojisi:

Kablosuz iletişim için, her biri bir veya daha fazla antene sahip bir dizi kullanıcı veya kablosuz terminalin birbiriyle iletişim kurduğu çok girişli ve çok çıkışlı (MIMO) teknolojiler kümesidir. Buna karşılık, tek kullanıcılı MIMO, tek bir çoklu anten alıcısı ile iletişim kuran tek bir çoklu anten vericisini dikkate alır. OFDMA'nın OFDM'ye çoklu erişim (çok kullanıcılı) özellikleri eklediği gibi, MU-MIMO da MIMO'ya çoklu erişim (çok kullanıcılı) özellikleri ekler.

802.11ac protokolünü kullana bilmemiz için bu standardı alıcı ve verici cihazımızın(telefon, bilgisayar vs.) bulundurması gerekiyor.

25 Şubat 2021 Perşembe

Tarayıcı Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Tarayıcı Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Piyasada birçok tarayıcı mevcut bu tarayıcılar pek farklı özelliklere sahip olduğu için tarayıcı seçiminde de bu kriterler önem taşımaktadır. Bu yazımızda tarayıcı seçerken nelere dikkat edeceğimizi ele alacağız.

Senkronize Olacak mı?

Tarayıcı yani browser internete bağlanmanın yapı taşlarından birisidir. Tarayıcılar olmazsa internette gezinme gibi bir durum olmaz. Bu nedenle işimizi daha iyi gören ve yaptığımız işlemleri çabuk bir şekilde gerçekleştirdiğimiz tarayıcılara ihtiyacımız var. Tarayıcı seçerken de bu kriterleri esas almalıyız. İşte bunlardan birisi de seçeceğimiz tarayıcının senkronize olup olmayacağıdır.

Senkronize demek yani masaüstünde kullandığınız tarayıcınızın cep telefonlarında ve tabletlerde de aynı şekilde kullanılmasıdır. Yani kaydettiğiniz okuma listeleri ve yer işaretleyicilerinin de aynı şekilde cep telefonlarında tabletlerde ya da masaüstünde görünmesidir.

Bunun için vereceğimiz tavsiyelerden birisi tabii ki Chrome olabilir, Chrome hem Google ın bir ürünü olduğundan hesap açtığınız vakit yaptığınız işlemler kayıt altına alınıp yine Chrome Google hesabınıza farklı cihazlarda giriş yaparsanız işlemleriniz o cihazlarda da görülebilir. Bu nedenle Chrome bu konu da ilk sıradadır. Bir diğer tarayıcı ise Safaridir. Safari daha çok Apple üretimi olan Iphone ve IPad gibi cihazlarda kullanımı kolay cihazlardır.

Bir süre önce Safari desteğini Apple ürünlerinden çekse de bilgisayarlarda Safari kullanımına devam edilmektedir. Çünkü Safari yer işaretlerini ve okuma listelerini IClouda kaydetmektedir. Bu nedenle Safari önemli uygulamalardan birisidir.

Safari ayrıca Apple arası cihaz geçiminde de önemli tarayıcılardan birisidir. Çünkü Safari App Nappi kullanmaktadır.

Tarayıcı Güvenli mi?

Tarayıcı seçiminde önemli olan bir diğer hususta tarayıcının güvenilir olup olmamasıdır. Chrome, Opere, Firefox gibi tarayıcılar güven konusunda ve oluşan sorunların çözümü konusunda bir numaradır. Çünkü arkalarında çalışan bir ekip var. Bu nedenle bu gibi tarayıcılarda güvenlik sorunu söz konusu değildir. Bir diğer tarayıcı da Microsoft Edgedir. 

Özellikle Windows yazılımlarında çok kullanışlı olan Microsoft Edge, yılların tarayıcısı olarak güvenli ve kullanışlı tarayıcılardan birisidir. Bugün ise Microsoft Edge zararlı yazılımları engelleme konusunda ilk sırada yer alan tarayıcılar arasındadır. Yani güvenlik konusunda Microsoft Edgeye güvenebilirsiniz.